medepia

Zamanın Bir Müttefiki: Ana Veri Yönetimi

 

T
eknik bir dünyanın, bu dünyaya değer katmaya çalışan bireyleri olarak elbette ki bahsetmek istediğimiz ana konu SAP MDG (Master Data Governance) teknolojisi; fakat buna gelmeden önce teknik dünyaya yönelttiğimiz merceği biraz daha geriye çekerek açıyı genişletmek ve merceğin odağına günümüz dünyasını almak istiyorum.

 

Modern Çağ Kaygısı Olarak: Zaman

 

“Yeni kazandığı esneklik ve sınırlarının genişliği sayesinde modern zamanlar, her şeyden önce mekânın fethi için kullanılan bir silah haline geldi. Zaman ile mekân arasındaki modern mücadelede mekân, siperine çekilip yalnızca bir savunma savaşı yürütmekten başka bir şey elinden gelmeyen ağır, hantal, katı ve soğuk tarafı, zamanın değişimine ayak bağı olmaktan başka bir işe yaramıyordu. Zaman, bu savaşın aktif ve dinamik tarafıydı, sürekli hücumda olan, sürekli yayılan, yeni yerler fetheden ve sömürge altına alan gücüydü.”

 Zygmunt Bauman

Zamanın çok hızlı aktığı ve gün geçtikçe de hızlandığı modern hatta post-modern bir çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla gereksinimlerimiz de gereksinimleri karşılama ihtiyacımız da aynı oranda artıyor. Fakat bu oran arttıkça, değişim hızını kavramakta ve ihtiyaçlarımızı karşılamakta ne yazık ki yetersiz kalıyoruz. Sürekli bir belirsizliğin ve değişimin olduğu bu post-modern dünyada kaygı seviyemiz biz fark etmiyor olsak da aynı oranda artıyor. Fakat bugün; rasyonel bir varlık olan insanın, “teknoloji”yi hayatının yaşamsal bir parçası haline getirmesiyle bu kaygı uyandırıcı boşluklar asgari seviyeye indirgenebiliyor ve teknoloji modern insan olarak bizi kaygı duyduğumuz yerden bir adım ilerisine götürebiliyor. Aslında bu somut mekâna bağlılığımızın da ihtiyacımızın da azaldığı ve Polonyalı sosyolog Zygmunt Bauman’nın yukarıda da söylediği gibi; zamanın mekâna galip geldiği bir durumun ortaya çıkmasına sebep oluyor.

 

Pandemi’ye Dijital Perspektif: Zaman In, Mekân Out

Günümüz dünyasında fiziksel mekân; salt amaca ulaşmak için sınırları olan bir engeldir artık ve zamanın engelsiz bir şekilde yayılıp genişleyebilmesi için mekânın olabildiğine ekarte edilmesi gerekir. Bu gerçekliği hayatımızın her alanında deneyimledik, deneyimliyoruz ve deneyimleyeceğiz. Yaklaşık bir senedir, dijital dünyaya uyum sağlamanın ne kadar önemli olduğunu, yarattığı o kaygı verici boşluklardan düşmemek için ne kadar hayati olabileceğini gördüğümüz bir yaşantıyı deneyimliyoruz aslında. Pandemi süreci hepimize; dünyanın en küçük canlısının, dünyanın sözde en büyük(?) canlısının yaşam alanını nasıl da 90 m2’lik bir alanla sınırlayabileceğini ve dijitalleşmenin sağlamış olduğu mekân sınırsızlığının, yaşamlarımızı normal düzeyde idame ettirebilmek için ne kadar önemli ve hayati olduğunu da göstermiş oldu. Bu sınırların kalkmasıyla hepimiz fiziksel olarak en fazla 15 inçlik yer kaplayan ekranlarımızla işlerimize gidebiliyor, aynı ekranla alışverişlerimizi yapabiliyor, eğlence ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyor, eğitimlerimizi sürdürebiliyor, bilgilenme ve kültürlenme sürecimizi aktif bir şekilde idame ettirebiliyoruz. Ve bu da gösteriyor ki; bir süredir zaten teknolojinin gün be gün gelişmesiyle zamanın işgal ettiği mekân gereksinimi, pandemi ile daha da önemini yitirmiş durumda.

 

Devasa Bir Veri Merkezi Olarak Dijital Dünya

 

 

Her ne kadar günlük hayatın akışı ve alışılmışlığı içerisinde bunu çok fazla fark etmiyor olsak da biz bile varlığımızla küçük birer “veri merkezi” olarak; bu devasa bir veri merkezi olan dijital dünyanın önemli birer parçalarıyız.  Varlığımızla, e-devlet üzerindeki vatandaşlık kaydımızla, sosyal medyada yansıttığımız duygularımızla, attığımız adımlarla, uyuduğumuz ve uyanık kaldığımız saatlerle, internet üzerinden bir şeyi ararken seçmiş olduğumuz kelimelerle farklı farklı platformlarda birer “veri yığını” olarak var olduğumuz bir dünyadan söz ediyoruz. Bizden ya da farklı durumlardan doğan her bir değişim, her bir hareket, farklı platformlara veri kaynağı sağlıyor ve süreçlerin akışı bu verilerin doğru bir şekilde anlamlandırılmasıyla bize faydalı ve kullanışlı olanaklar sunuyor.

İşte bu noktada merceğimizi biraz daha yaklaştırabilir ve teknik dünyanın sınırlarına tekrardan giriş yapabiliriz. Bu kadar fazla veriden söz ederken; bu verilerin tutarlılığı, doğruluğu, temizliği, kalitesi, analizi, işlenmesi ve anlamlı hale getirilmesi ise, kullanıldığı her platformda önemli ve hayati bir konu haline geliyor ister istemez. Ve bizim ele aldığımız ve dahası uzun uzun ele alacağımız konu ise tam olarak burada başlıyor.

 

Şirketin Yönetici Molekülü: MDG

 

Şimdi “veri” kavramının iş dünyasındaki hayati önemine değinebilir ve şirketi biyolojik bir organizmaya benzeterek “Ana Veri Yönetimi” kavramını ele alabiliriz. Bu organizmada “Ana Veri Yönetimi” tanımını eşleştirebileceğimiz kavram, şüphesiz ki DNA olur. “Ana Veri Yönetimi” de DNA gibi, şirketi oluşturan hücreler diyebileceğimizverilerin yönetici molekülüdür.  Şirketin genetik bilgisini taşıyan verilerin bozulmadan, kalitesini, tutarlılığını, kontrol edilebilirliğini, farklı işlevlerde yer alan verilerin birbiriyle doğru bir şekilde ilişkilendirilmesiyle süreç akışının kesintisiz devamını, azami zaman tasarrufu ve asgari düzeyde mekân gereksinimiyle tüm şirket faaliyetlerinin ve bir şirketin içerisinde yürütülen tüm iş akışlarının erişimi kolay merkezi bir platformdan yönetilmesini sağlayan MDG teknolojisidir. Bu teknolojinin, şirket için nasıl hayati bir öneme sahip olduğunu anlamak için, içinde bulunduğumuz, her şeyin birer veri olarak kabul edildiği, zamanın kontrolsüzce aktığı, her şeyin kontrolsüz bir şekilde hızla değiştiği, insan eliyle kontrol edilebilirliğinin gittikçe zorlaştığı günümüz dünyasına bakmak fazlasıyla yeterli oluyor aslında.

 

“Nasıl” dan önce “Neden”

 

 

İş yaşamımızda, sosyal yaşantımızda, okul hayatımızda, hatta şu dönemde çoğunlukla ev hayatımızda, fark etmeksizin bir şekilde “zaman” temelli bu modern kaygıya düşmüş modern çağ bireyleri olarak, bu kaygının iş yaşamındaki kısmıyla ilgileniyor ve sunduğumuz teknik çözümlerle; mekân gereksinimini en aza indirgeyip, ihtiyacımız olan zaman tasarrufunu en üst düzeye çıkartıyoruz. Tertemiz, yönetimi kolay, kaliteli, tutarlı verilerle iş akışının herhangi bir engele takılmadan devamını sağlıyor ve bu sayede teknik dünyaya bir değer katmayı amaçlıyoruz. MDG’ye Giriş: 101 niteliğinde olabilecek bu blog yazısı her ne kadar teknik bir görünümden ziyade sosyolojik bir analiz gibi gözükse de en nihayetinde zikrimizin altındaki fikri açıklığa kavuşturmak düşünen canlılar olarak en insani ihtiyacımız ve gerekliliğimiz olduğundan, biz de her şeyden önce en temel haliyle “neden” sorusuna bir cevap getirmek istedik. Bundan sonraki blog yazılarımız “nasıl” sorusunu bol bol soracak ve MDG’nin sağladığı yenilikler, sunduğu çözümler, blogumuzu takip eden teknik arkadaşlarımız içinse faydalı olabilecek teknik detaylar içeren birçok bilgi ve fikir ile bu sorular fazlasıyla cevaplanıyor olacak.

Durmaksızın logaritmik bir şekilde artan dünya değişim hızına, sadece son bir senede bile pandemi ile hızla değişen dünya düzenine ayak uydurma kaygısının modern insanda yaratabileceği yıkıcılığı bir nebze de olsa görebiliyor ve kendimizi zamanın bir müttefiki ilan ediyoruz.

Çünkü zaman her zaman kazanır!

TurkeyGermanEnglish